5 Mayıs 2019 Pazar

Jean-Jacques Rousseau - Bilimler ve Sanatlar Üzerine Söylev - Kitap İncelemesi - Felsefe - Düşünce



Bilimi örneklemek için soyut ve somut kavramlara başvurduğum bu kitabı okurken, soyut bilimin ne kadar gerekli ve somut bilimin ise ne denli ahmak işi olduğu kanaatini getirdim. Bize gerekli olan bilim insan yaşamının gereksinimlerini karşılamak ve hayatı yaşanılabilir kılmaktır. Bu şekilde dingin ve sağlıklı bir hayat sürmemiz mümkündür. Ancak somut bilim ihtiyaca yöneliktir ve bağlı olduğu zamanı kurtarmakla yükümlüdür. Ve bilimin kadim arkadaşı sanat. Bilimden pek farkı olmayan ancak yörünge bulamadığında hiçbir değere aldırış etmeden, yetişkin-genç-çocuk kimsenin gözünün yaşına bakmadan sapkınlığa davetiye çıkarmanın resmi adıdır. Sanat sapkınlığı asla meşru kılamaz, sadece insanlar sanatı kullanıp sapkınlığa çevirirler.

“Artık bir insanın namuslu olup olmadığına değil, bir sanata kabiliyeti olup olmadığına bakılıyor; bir kitabın yararlı olması değil, iyi yazılmış olması isteniyor. Parlak zekâ insanı bütün nimetlere kavuşturuyor; erdem ise hiçbir şeref getirmiyor. Güzel söylevlere yüzlerce armağan veriliyor; güzel eylemlere ise hiçbir şey verildiği yok. Ama söyleyin, bu akademinin birincilik vereceği söylevlerin en iyisinin kazanacağı şeref, bu armağanı ortaya koymuş olmanın şerefiyle kıyaslanabilir mi?” (Alıntı)


Eserin yazılması; yazarın evden işe giderken yaya yolunu tercih etmesinden Dijon Akademisi’nin yayımlamış olduğu dergide “Bilimlerin ve sanatların gelişmesi ahlakın düzelmesine yardım etmiş midir?” sorusu etken olmuş ve yazarın hayatını baştan sona değiştirmiştir. Sorunun cevabını dillere destan olacak bir biçimde olumsuz olarak cevaplamıştır. Kendisini ben baştan sona haklı buldum.

Yazar gün geçtikçe bilimde ve sanatta işlerin çığırından çıktığını, toplumları körelttiğini ve yok ettiğini örnekler vererek açıklamaktadır. Asıl bilimin insanın kendi içerisinde olduğunu ve doğanın ise bunu her zaman desteklediğini savunmaktadır. Olması gereken erdem ve ahlaktır. Bunlar bireylerde ve toplumlarda oldukça her türlü zorluğa göğüs gerebilecek kudrete sahip olduğunu savunmaktadır.

“Her sanatçı alkışlanmak ister. Beraber yaşadığı insanların övgüleri onun için en değerli armağandır. Bugünkü gibi, bilginlerin moda olduğu, eğlence düşkünü bir gençliğin zevklere hükmettiği, erkeklerin kadınlara kul köle olup onların istediği gibi yaşadığı, kadınların ürkek huylarına uygun gelmediği için dram şiirinin şaheserlerine, müzik harikalarına değer verilmediği bir çağda ve ülkede doğmak felaketine uğramış bir sanatçı kendini beğendirmek için ne yapar? Ne mi yapar, baylar? Dehasını zamanın düzeyine indirir; ölümünden çok sonra beğenilebilecek eşsiz eserler yaratacak yerde, yaşadığı sürece hoşa gidecek eserler vermeye çalışır.” (Alıntı)

01 Kasım 2018 tarihinde yazılmış, kısa bir yazımı paylaşmak istiyorum.
“Ne kadar bilim insanı ve bilim adamı var ise canı cehenneme… Kesinlikle sadece kısa vadede insanlığa ve dünyaya yarar sağlayan bu kişiler yüzünden iler ki nesillerimizin bize “aptal insanlar” demeyeceğini kim garanti edebilir. Çünkü bilimin her buluşu uzun vadede hem insanı hem de dünyayı kaosa sürüklemekten başka bir şey değildir. İnsan ırkının bedenen zayıflatılmasından tutunda, toprağın kalitesini kaybetmesine, dünya nüfusunun bu denli artmasına, tabiat dengelerinin altüst olmasına, yitip giden tohumların dünyadan ebediyen silinmesine, hayvan türlerinin bu denli yok olmasına, oksijenin bu denli kirlenmesine sebep olan tek bir etken vardır buna ise kısaca biz bilim deriz. Çünkü bilim deneme ve yanılma yoluyla varsayımlar kurarak ilerler; önce insan nesli için bir motor icat ettiğini söyler ve ileri ki zamanda ise bu motorun oksijeni mahvettiğini o sebeple farklı bir motor seçeneğine geçmek istediğini söyler ve bu da insanın yararına olacağını savunur. İnsanı özgür kılmayı farz edinen bilim aslında insanı mahkûm edendir. Bilim sadece kendi çağına hizmet eden bir varsayımlar bütünüdür. Aynı şekilde bu sözlerim siz psikolog ve türevleri içinde geçerlidir. Lütfen insan düşüncesinden elinizi eteğinizi çekin! Sizin verdiğiniz hiçbir “antidepresan” bir annenin evladına sarılması kadar, bir babaya koşarken kollarını açan çocuk kadar kişiye dinginlik vermez. İlaçlarınız ancak bedeni ve beyni aldatmaktan öte bir şey değildir.”

Tanrı'nın insandan istediği saflık ve duruluk insanın kıymetli eserler vermesini olası kılar. Ünlü Yunan ve Roma düşünürleri bunlara en iyi örneklerdendir. Fakirlikleri ve saf dünya görüşlerini o kadar yüce bir şekilde hayatları ile akademilerine döktüler ki kendi dönemlerinin parlayan yıldızları olup, soyut bilimin yani ahlakın ve dahası insanın her halini ortaya döktüler. Ne zaman ki toplumda yükselmeler, zenginleşmeler ve lüks peyda oldu, işte o vakit o toplumlar; zevkin ve lüksün sarhoşluğunda kendi boyunlarına boyunduruklarını takıp yok oldular.

Aristoteles'in İskender'in ve Apollonius Molon'un Cicero ve Sezar'ın hocası olduğunu önceki okuduğumuz kitaplardan ezber ettik. Bu bilgin kişiler istelerdi bu yöneticilere tabi olup, zevk ve sefa içerisinde hayatlarını idame edebilirlerdi. - Cicero'yu da bu zenginliğin içine katmak mümkündür - Bu hususta verdikleri eserlerden ve değer kattıkları insanlarda ne denli değişimler olabileceğini tasavvur dahi edemezdiniz. Ne Aristo Aristo olarak kalırdı ne de Apollonius Molon Apollonius Molon olarak kalırdı. Ki bizim tarihimizde de toplum dinamikleri olan düşünürlerimiz vardır. Bunlarında istenilseydi eğer ki çok lüks içerisinde hayatları olabilirdi ancak onlar her zaman topluma maal olmak ve bu uğurda bedenleri, beyinlerini heba etme yollarını seçmişlerdir.

Sanatı ve bilimi layığı ile ileri götürenleri tenzih ederim.

Kitabım İş Bankası Kültür Yayınları’ndandır ve çevirisi gerçekten anlaşılabilecek inceliktedir. Kitap seksen sayfa olmasına rağmen küçük eklentiler yapılarak konu ikinci kez yeniden basılmıştır. Bu sebeple kitabın asıl sayfa sayını kırk dersek yalan söylememiş oluruz.

“Kendi içimizde bulabileceğimiz mutluluğu, başkalarının bizi beğenmesinde aramak neye yarar?” (Alıntı)

Sözün özü; kitap son derece hoş ve okunulabilir. Özellikle birazcık merakınız var ise bu tarz yazımlara muhakkak okumanızı tavsiye ederim. Çünkü içerisinde çok iyi örnekler ve düşünceler bulunmaktadır.

Sevgi ile kalın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder