6 Mayıs 2019 Pazartesi

Halime Toros - Sahurla Gelen Erkekler - Kitap İncelemesi - Türk Edebiyatı - Hikaye/Öykü


İnsan sadece kendisine baksın!
Yağmur yağıyordu. Tipik bir mart günü soğuğuyla üşüyen ellerim ne ceplerime sığıyor, ne de bıraktığım bir yerde duruyordu. Ağlayan ambulans sesleri yine İstanbul trafiğine dert yanıyor, yağmur ısrarla yağmaya devam ediyordu. Önce kendime sardım; kendimi hiç sorgulamadan ve zorlamadan ne kadar mükemmel olduğuma karar verdim. Herkese burun kıvırdım, alay ettim ve herkesi eleştirdim. Meğerse hata etmişim onlara da kendi gözlerim ile bakmakla… Ne diyordu Plutarkhos; “benim yağ lambamla senin yağ lambam aynı şeyleri aydınlatmıyor.” (Alıntı) İnsan sadece kendisine baksın! Kendisini tam ettiğinde bilir ki çevresi de eksiksizdir.

Yazarımız Halime Toros’u kitapta bulunan yazar hayatı kadar, yine okuduğum kitabı vasıtasıyla tanıma şerefine nail oldum. Çok katmanlı hikâyeleri ve dikkat çekici bir öyküleyişi olduğunu düşünmekteyim. Toplumumuzda bize ait olan hikâyeler toplum beklentileri üzerine göre anlatılır veya hikâye edilir, yazarımız öyle de yapmış...


“Nasıl giyinirsem tasvip görürüm, ne yaparsam beğenilirim, nasıl davranırsam "ne hoş kadın," nelerden bahsedersem "ne akıllı" gibi olurum? Öyle olma, peki tamam. Kendin gibi yürü sokaklarda, kendin gibi davran, kendin gibi ol. İyi ama nasıl?” (Alıntı)

Okuduğum bu eseri; on bir adet öykü barındırmaktadır. Her bir öyküsü birbirinden bağımsız, her an hayatımızda görebileceğimiz yaşam tarzlarıdır. Yazarımız ise sıradan yaşam tarzımızı güzel diliyle eleştirmiş, hatta yaptığımız ukalaca hareketlerimizi yüzümüze vurmuştur. İçten bir hemcins taraftarı olduğunu da hikâyelerinden anlamaktayım. Zaten kitap ismi olan “Sahurla Gelen Erkekler” ismi aslında ironiyi yakalamış ve iyi seçilmiş bir başlıktır. Yazarın bunu boşuna seçmediğini sorumsuz erkek yanımızı sorguladığını düşünmekteyim.

“Yıl gibi gelip yel gibi gidiyorsun.” (Alıntı)

Hayatımızdaki kopukluklar, iletişimsizlikler ve dinlemeden anlamaya çalışmalarımız, değer kavramları hiçe saymamız gibi insani sıfatlara yakışmayacak durumları eleştirilen hikâyeler eminim okuruna ders niteliğindedir. Kitabım Hece Yayınları 2015 yılı 1. Basımdır. Çok güzel bir yağlı boya kapak resmine sahip; kötü veya iyi diyemeyeceğim bir sayfa, kapak kalitesine sahiptir. Ancak içerisindeki öyküler fiziksel yapısından çok daha ötededir.

“Birbirimizi sevelim demekle insanlar birbirini sevemiyor. Solup gitmiş sözcükler işe yaramıyor. Ölen şeyler ölmüş oluyor, geri gelmiyor. Her şey ancak bir kez yaşanıyor. Buna rağmen insanlar belki nabız alırız diye ölü ilişkilerine kulaklarını dayıyorlar.” (Alıntı)

Sözün özü; yeni bir yazar tanıma hevesiniz var ise; günlük yaşantılarınızda sizi sıkan ve bunaltan küçük sorunlara hem düşünerek hem de tebessüm ederek bakmak istiyorsanız, aradığınız kitap bu olabilir. Benim hoşuma gitti ve sevdim de diyebilirim. Bu sebeple okunulası ve tavsiye edilesidir.

Sevgi ile kalın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder