Şimdi sana dilimdeki sesli
harfleri bir bir söküp en sensiz seslerle yakınlaşıyorum. Artık sessiz olduğumu
bilmen gerekiyor. Mücadelenin en güzeli bir uğurda olandı, yitirdik biz bunu ve
mücadelemiz dahi şaşırdı yolunu. Şimdi sen, Sanatçı! Düşür dimağındaki tadı sesleri
çatarak sere serpe, uzaklaştır bizi kökten yalnızlığımızdan, bize maruz
kaldığın içinde bizi affet.
Johann Wolfgang Von Goethe
hakkında, edebi kişiliğine söyleyecek söz bulamıyorum. Kendisi Homeros, Dante, Shakespeare
gibi usta kişilerle yarışacak bilge ve birikimde biridir. Gerek yaşadığı dönemi,
gerek eğitimi, gerek sanat ile bilim arasındaki yaşantısı kendisini
şekillendirmiş ve Alman kültürünün mimarı olmasına sebep olmuştur. Aşırı
romantik bir kişiliği olması arkadaşının nişanlısına âşık olup Genç Werter’in
Acıları adlı eserini yazmasına sebep olmuştur. Goethe ismi roman içerisinde
Werter olarak gizlenmiş ve yıllarca Almanya’da en çok satanlar listesinde
kalmıştır. Ölüm döşeğine gerene kadarda aşk ve seks arayışından vazgeçmemiştir.
Bilime yöneldiğinde botanik araştırmaları ve ışık araştırmaları yapmıştır. Günümüzde
adına açılmış örnek gösterilecek bir enstitünün olması şaşılası bir durum
değil, bizzat kişinin hakkıdır. Nasıl ki kendisi bir doğu – Mevlana – aşığıysa
bende kendisine o nazarla bakar ve öyle aşk içerisinde sanatçı, yazar ve bilim
kişiliğine hayran kalırım.
“Yarat, ey sanatçı! Konuşma!
Bir soluk olsun şiirin yalnızca!” (Alıntı)
Usta kişinin harf dizilimi ve
şiirlerindeki coşku takdire şayan, umudu izlek olarak almış okurunu
yükseklerden uçurmaya meyil etmiştir. Kederini, isteklerini ya da ihtiyaçlarını
şiirle buluşturmuş ve bu sanat türünü bir nevi iletişim aracı olarak kullanmayı
yeğlemiştir. Şiirlerinde gördüğüm bu isteklerin aslında birer mesaj olduğunu ve
Sayın Goethe’nin bu iç dünyasının karmakarışık yapısını görmekteyim. Ancak umut
hep var…
“...zevkini çıkar, ey canlı insan, sevgiyle ısıtılmış döşeğin tadını,
Lethe, kaçan ayaklara
korkunç ağlarını atmazdan önce.” (Alıntı)
Roma Ağıtları yine bir aşk
serüveninin ürünüdür. Ancak bu sefer yer Almanya değil Roma’dır. Biraz
kendisinden ve birazda Antik Roma’dan aldığı motifle şekillendirdiği ağıtlar
şiirselliğini asla yitirmemektedir. Yine tanrılar karşısındaki insanları
görüyoruz, doğayla betimleyip, ölümlü olmanın keyfini çıkarıyoruz. Roma’da antik eserleri karşısına aldığında
köhneliği görür ve bir zamanlar nasıl bu kadar mutluydunuz notunu düşer. Hemen
akabinde ise “Konuşun benimle, taşlar, ey yüce saraylar, konuşun!” diye ağıt
başlar. Muazzam kalitededir.
“...değerlendirir insanoğlu kutsal bir emanet olarak hayatı, hayata en
az değer verenleri en saygın kişiler yerine koyarak.
Kimi erdemler vardır, yüce bilgeliklerin ürünüdür, kimileri de
sadakate, görev duygusuna ve her şeyi kapsayan aşka dairdir; ama bu erdemlerin
hiçbiri onurlandırılmaz insanlarca, ölümden kaçmak yerine, ölüm Tanrıçası
Keres’e bile cesaretle karşı çıkarak onu savaşa çağıran duygu kadar.
Gelecekteki kuşakların gözünde yüceltilen ise, utanca katlanmaktansa
kararlı bir tutumla keskin kılıcı kırılgan bedenine çeviren kişidir.
Ün, karşı koyamadan gider onun peşinden; ve çaresizliğin elinden alır o
kişi solması olanaksız zaferin görkemli tacını.” (Alıntı)
Achilleus Goethe’nin yalnızca 1. Şarkı
olarak tamamladığı eserdir. Schiller’in de eseri kaleme almasını desteklemesi
harika bir eserin ortaya çıkmasına vesile olacakken, böyle kapsamlı bir eserin
bitirilmemesi biz okurlar için büyük bir kayıptır. En az Homeros kadar
etkileyici ve hatta bana göre ondan daha akıcı bir yazım olduğunu söylemem
gerekir. Bitirilmiş olsaydı elimizde ikinci bir İlyada örneği ile
karşılaşırdık. Konu olarak Achilleus’un kahaneti, annesi Thetis’in Zeus oğlu Hephaistos’tan
yardım istemesi, Hera’nın yine mendebur halleri ve Zeus kızı Athena’nın
Achilleus’a olan düşkünlüğü konu edilmiştir. Harika bir şiirsellik ve çok iyi
bir akıcılık vardır. Biraz mitoloji bilgisi olan dahi zorlanmadan konuya hâkim
olup, cümlelerin keyfini çok rahatça çıkarabilir.
Sözün özü; benim için gerçekten
harika bir deneyimdi. Gerek şiir, gerek antik çağ ve gerekse Achilleus
bölümleri olsun beni çokça tatmin etti. Güzel bir okumayla sonlandırmış
bulundum. Kesinlikle okunulası ve tavsiye edilesidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder