Göz yummak dost kazandırır, hakikat ise nefret... #Terentius
Niceliğinde sevgi payesi bulunan
dostluk Allah’ın insanlara bahşettiği bir durumdur. Doğanın gereği, insan ya da
hayvanların sezgi ve güdülerle yaptığı bir davranış türüdür. İhtiyaçtan daha
çok gerekliliktir.
“...dostun hatalarını görmezden gelen, onun uçuruma yuvarlanmasına
neden olur.” (Alıntı)
Roma’da MÖ 106 tarihinde doğan
hitabet ustası, şair bakışlı siyaset adamı. MÖ 75’te questor, MÖ 69’da aedilis,
MÖ 66’da pretor ve MÖ 63’te ise consul olmuştur. Hatta dönemin saygın kişisi
tarafından “pater patriae” – devletin babası- unvanını almıştır. Bunların
hepsini ise kendi tırnaklarıyla kazıya kazıya yapmış ve Roma’da kendi döneminin
en önemli şahsiyetlerinden bir tanesi olmuştur. Atlı sınıftan olduğu için Roma
tarihinde bir ilk olarak consul seçilmiştir. Küçüklüğünde Yunancayı öğrenmiş ve
hocası Yunan Hatip Apollonius Molon tarafından – hocası aynı zamanda Jul
Sezar’ın da hocasıdır – “Sana büyük bir
hayranlık duyuyorum Cicero ve tebrik ediyorum, ancak Yunanlar için üzülüyorum.
Şimdiye kadar elimizde kalan tek sermaye eğitim ve söz hâkimiyetiydi. Ne yazık
ki artık senin sayende bunlar Romalıların elinde geçecek.*” diye küçük
yaşında övgüye mazhar oldu. Bu söylem ise Cicero’nun dil becerisinin ve ne
kadar iyi bir hatip olduğunun bir göstergesidir.
“Göz yummak dost kazandırır, hakikat ise nefret... #Terentius” (Alıntı)
Bir önceki kitabı Yaşlı Cato veya
Yaşlılık Üzerine 'de de gördüğümüz ve kitabında kendisi değil de dönemin çağdaş
kişiliği olan Marcus Porcius Cato’yu diyalog tarzı konuşturmuş, kendi
görüşlerini Yaşlı Cato üzerinden biz okurlarına ulaştırmıştı. Bu eserinde de
aynı tarzı korumuş; dostluklarına hayran olduğu Gaius Laelius ile Publius
Scipio’yu örnek alıp, aklındaki “dostluk üzerine” olan görüşlerini Laelius’u
konuşturarak, diyalog tarzında biz okurlarına ulaştırmıştır. Artık Cicero’nun
Platon’dan etkilendiğini sürekli söylemesek de yazılarındaki Platon
esintileriyle sık sık karşılaşmaktayız.
“...birine değer verdikten sonra düşünüp taşınmak değil, düşünüp
taşındıktan sonra birine değer vermek gerekir.” (Alıntı)
Cicero dostluğu iyi insanların
hak ettiğine inanıyor. Akrabalık ile dostluğu bir araya getirip, arasındaki
farkları biz okurlarına sunduktan sonra dostluğun kesinlikle erdem ile alakalı
olduğunu ve erdemlik yoksa dostluğunda olmadığını savunup, bunları örnekliyor.
Dalkavukluğun, şakşakçılığın yalancı dostluklar olduğunu ve sonunun acıyla
bittiğine değiniyor. Paranın, makamın ve mevkiinin kesinlikle en iyi
dostlukları bozduğuna birçok kere şahit olduğunu ve dostlarınızı seçerken
ihmalkâr davranılmaması gerektiğini sonuna kadar savunuyor.
Sizin için her şeyi yapabilecek
dostlarınız muhakkak vardır. Yaptığımız yanlışların en başında yanlış kişilere
dost dediğimizden başımıza geldiğidir. Dost dostu suça teşkil etmez. Bu dost
değil suç ortağıdır. Bu ayrımları iyi bilmek ise erdem gerektirir ve yukarıda
söylediğimiz gibi erdem yoksa dostluk yoktur.
Eserde Cicero bize dostluğun
nasıl olması gerektiği ve gereksinimlerini, aynı zamanda da dostluk diye tabir
ettiğimiz durumun aslında dostluk değil de dostluk payesi altına saklanmış
başka ihtiyaç, şehvet, hırs gibi durumlar olduğunu söylüyor.
Yaptığı gözlemler gerçekten 2000
senelik güncelliğini koruyor ve kitap rehber olacak nitelikte hala kendini
eskitmemekte ısrar etmektedir. Bu bilgilerin güncelliğini yitirmemesi 2000
senedir insan olarak üzerimize bir şeyler katıp ilerleyemediğimizin
göstergesidir.
Kitabım Türkiye İş Bankası Kültür
Yayınları’ndan, çevirisi olması gerektiği gibi iyi ve anlaşılır. Yazarın sade
ve akıcı dili bu kitabına da yansımış ve çevirmenin işini kolaylaştırmış. Kitap
yazar hayatıyla başlıyor, yazarın diğer eserlerine değinip, bu eser hakkında
bilgi sunduktan sonra konuya geçiyoruz. Sayfaların sol tarafı Latince sağ
tarafı ise Türkçe olarak sunulmuştur. Çevirmen notları ve okur
bilgilendirmeleri yazımın sonunda “son notlar,” “kaynakça” ve “kişiler/terimler
sözlüğü” ile sonlanıyor.
Sözün özü; kitap okurların hayata
bakış açılarını değiştirecek kadar hassas konulara değiniyor ve erdem, ahlak
gibi konularda dostlukların nasıl olması gerektiğini söyleyip, kılavuzluk
ediyor. Herkesin okuması gereken ender eserlerden bir tanesi olduğuna
inanıyorum. Tavsiye ederim.
“İnsanlar rahatsız olmaları gereken şeylerden rahatsız olmuyor,
umursamamaları gereken şeylerden rahatsız oluyorlar, zira hata yapmalarını bir
sorun olarak görmüyor, eleştirilmeyi rahatsız edici buluyorlar, oysa tersine,
kusurlarına üzülmeleri, düzeltilmekten de hoşlanmaları gerekirdi.” (Alıntı)
Sevgi ile kalın.
*Plutarkhos – Demosthenes ve
Cicero Paralel Hayatlar – Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları – Sayfa 36
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder