13 Mayıs 2019 Pazartesi

Marcus Tullius Cicero - Yaşlı Cato veya Yaşlılık Üzerine - Kitap İncelemesi - Felsefe - Düşünce - Antik Yunan


Her şeyin bir vakti vardır. Dalda meyve yetişir, bazıları öyle sıkı tutunmuştur ki dala çeksen de fayda etmez. Bir süre sonra o meyve olgunlaşır ve toprağa düşer. Nasılda benzer bir hal değil mi? Eğer ki bizi engelleyen bir etken ya da fiziki bir sorun yoksa süreç bundan ibarettir. Doğar, büyür ve ölürüz. Asıl burada önemli olan ise; o yaşlılık kısmına gelindiğinde yapılması gerekenler ve yaşlılığın abartıldığı kadar kötü bir şey olmamasıdır.

Roma’da MÖ 106 tarihinde doğan hitabet ustası, şair bakışlı siyaset adamı. MÖ 75’te questor, MÖ 69’da aedilis, MÖ 66’da pretor ve MÖ 63’te ise consul olmuştur. Hatta dönemin saygın kişi tarafından “pater patriae” – devletin babası- ünvanını almıştır. Bunların hepsini ise kendi tırnaklarıyla kazıya kazıya yapmış Roma’da kendi döneminin en önemli şahsiyetlerinden bir tanesi olmuştur. Atlı sınıftan olduğu için Roma tarihinde bir ilk olarak consul seçilmiştir. Küçüklüğünde Yunanca’yı öğrenmiş ve hocası Yunan Hatip Apollonius Molon tarafından – hocası aynı zamanda Jül Sezar’ın da hocasıdır – “Sana büyük bir hayranlık duyuyorum Cicero ve tebrik ediyorum, ancak Yunanlar için üzülüyorum. Şimdiye kadar elimizde kalan tek sermaye eğitim ve söz hâkimiyetiydi. Ne yazık ki artık senin sayende bunlar Romalıların elinde geçecek.*” diye küçük yaşında övgüye mazhar oldu. Bu söylem ise Cicero’nun dil becerisinin ve ne kadar iyi bir hatip olduğunun bir göstergesidir.

“İyi ve mutlu yaşama kabiliyeti bulunmayan insanlara her çağ ağır gelir.” (Alıntı)

İşin birde diğer yönü vardı ki; Cicero kendini aşırı derecede öven, genellikle şakacı, alaycı ve küfürbaz bir kişilikti. İyi taraflarından birisi ve kendi ölümüne sebep olan yanı devletin iyiliğini düşünmesi her yasanın ve yükümlülüğün üzerinde tutmasıydı. - Bakınız Sezar suikastı –

Hatta yine kendi kitabı olan Yükümlülükler Üzerine’de şöyle der; “Birçok kişinin öfkesine asla karşı konulamaz. Sadece ordularla baskı altına alınmış devletin katlandığı ve öldükten sonra kendisine daha fazla itaat ettiği o tiranın ölümü, ondaki öfkenin onu ne kader büyük bir yıkıma sürüklediğini göstermez, diğer tiranların da sonu benzer olmuş, neredeyse hiçbir tiran böyle bir sondan kaçamamıştır.**” Bütün olanlara rağmen ise yaşlılığında Marcus Antonius’un zulmünden kurtulamadı ve kafası bedeninden ayrıldı. Kader o dur ki; Marcus Antonius’un ölümü de Cicero soyu elinden geldi.

Eserin yazım tarzı diyalogtur. Diyalog üç kişi arasında geçmektedir ve anlatıcı olarak ise Yaşlı Cato – Marcus Porcius Cato - seçilmiştir. Amaç ise yaşlılığın aslında bilinenin aksine kötü bir şey olmadığını ve her bireyin bir şekilde kendisini kesin son olan ölüme alıştırması gerektiğini sade dille anlatmasıdır.

“Doğa ya da tanrı, insanı hiçbir şeyin daha üstün olamayacağı akılla donatmış; hiçbir şey bu tanrısal armağan ve bağışa haz kadar düşman değildir, zira şehvetin rehberliğindeyken ölçülülüğe yer kalmaz, erdem hazzın krallığında asla barınamaz.” (Alıntı)

Bunu yaparken de yaşlılığı dört ana maddeye ayırıyor. Birinci olarak güçten düşmesi ve iş yapmaktan alıkoyulmaktan bahsediyor. Hemen ardından ikinci olarak bedenin zayıflaması, bununla beraber aklın yavaşça gerilemesini öne sürüyor. Üçüncü olarak ise birçok hazdan yakınan bir yaşlılıktan bahsediyor ve son olarak dördüncü de ise ölümün artık çok yakın olduğunu söyleyip, bu maddelerin hepsini kendi düşünceleri ve geçmişte yaşamış gerçek kişilerin hayatlarından örnek vererek bizlere açıklıyor. Bu sebeple yaşlılığın bir son olmadığını, aslında bahşedilmiş bir armağan olduğunu anlatmaya çalışıyor.

Kitabım İş Bankası Kültür Yayınları’nda gayet muazzam bir çeviri ve açıklayıcı çevirmen notlarıyla bezeli. Okurken herhangi algı sorunuyla karşılaşmadım ve anlatılmak istenenin çok iyi bir şekilde anlatıldığına kani oldum.

Sözü özü; kitabın yazım zamanı da göz önüne alınırsa türünde muazzam denebilecek bir güzellikle, okunulası ve tavsiye edilesidir.

Sevgi ile kalın.


*Plutarkhos – Demosthenes ve Cicero Paralel Hayatlar – Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları – Sayfa 36
** Cicero - Yükümlülükler Üzerine - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları – Sayfa 79

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder