30 Haziran 2019 Pazar

Gerald Messadié - Davud - Kitap İncelemesi - Edebiyat - Roman - Anı - Tarih - Biyografi


Kral Peygamber Davud!.. Hz. Musa (as) Mısır’dan çıkışından sonra kutsal topraklara yönelen İsrailoğulları ilk birleştiricileri Hz. Musa ve kardeşi Hz. Harun ile vaat edilen topraklara varamamışlardı. Hz. Musa ölümünün yaklaşmasını, yaşlılığın tez gelmesiyle İsrailoğulları’na On Emir’in bulunduğu iki tablet, altından yapılmış bir Ahit Sandığı, Hz. Harun’a ait birkaç eşya ile asa ve Mısır-Medyen arasındaki hicret sırasında kendisine iman ile bağlı bir komutan olan Hz. Yuşa’yı bırakmıştır.

Hz. Yuşa’nın uzun uğraşlar sonucunda Eriha şehrini fethetmesiyle İsrailoğulları çöl yaşamından kurtulmuş, şehir hayatına başlamışlardı. 28 yıl İsrailoğulları’nın başında kalıp kutsal Filisti topraklarının tamamını alıp 110 yaşında vefat etmiştir.

Bu vefatın ardından sonra 500 yıl sürecek bir hâkim/yargıç devri başladı. Her dönem taşkınlıkların, ihanetlerin ve Allah’a olan isyanları pek çok kez tekrar etti. Bunun neticesini ise çoğu kez gerek canlarıyla, gerek mallarıyla ödediler. Her kaosun içerisinde akıllanıp Peygamberlerin yolunu tuttular ve refaha ulaştıklarında ise yeniden isyana, hatta peygamber öldürmeye kadar vardırdılar işi…. Bu dönemin en son hâkim/yargıcı Samuel’dir. Samuel’den sonra krallık devri başladı. Seul birinci kral oldu. Arkasından gelen Davud peygamber ikinci İsrail kralı ve oğlu Hz. Süleyman ise üçüncü İsrail kralı oldu.


26 Haziran 2019 Çarşamba

Sophokles - Philoktetes - Kitap İncelemesi - Senaryo - Oyun - Tiyatro


Acını anlıyorum, dahası seni anlıyorum. Bedenen çektiğin sıkıntıya birde ben yüklenip seni aldatıp, kandırıp iç rahatsızlığı verdiğim için kusuruma bakma. Kaderin bükülmez olduğuna hepimiz birçok kere şahit olduk. Şimdi sana ihtiyacımız hâsıl oldu ve yardımın lazım. Bu savaşı benim sonlandırmam kesinleşti, ancak sen olmadan bunu başarmanın imkânsız olduğunu bilirim. Şimdi tut elimi ve yıllar önce yapılmış hatalar yüzünden kendini kahretme, dön özüne… Kralların kendi savaşları olduğunu ise düşünme, bu bizim kendi savaşımızdır. Yitirdiklerimizin, değerlerimizin üzerine kurulu düzende adını tarihe yazdırmanın tek doğru yoludur. Hadi kalk ve gel benimle…

Sophokles MÖ 400-500 yılları arasında yaşamış, Yunan tragedyasının akla gelen ilk ismidir. Sayısız ödülle dolu bir yaşamı vardır. Konu işleniş ve kendine has tarzıyla Tiyatro tekniğinde sayısız yeniliklere öncülük etmiştir.

“...hiç aklından çıkarma insanların mutluyken
bir anda her şeylerini yitirebileceğini.” (Alıntı)

25 Haziran 2019 Salı

Gerald Messadié - Musa Ulus Yaratan Peygamber Cilt 2 - Kitap İncelemesi - Edebiyat - Roman - Anı - Tarih - Biyografi


Bilinmeyen insanı korkutur ve dahası merakını uyandırır. Ancak korku sevgiyle taçlandırılmadıktan sonra tam bir iman teşkil etmez. Korkmak kadar sevmekte gerekmektedir. Her dönemin peygamberi kendi dönemine ait sanatların en iyi erbaplarından olması pek şaşılası bir durum değildir. Hz. Musa’ya verilen sihir, Hz. İsa’ya verilen tıp ilmi ve Hz. Muhammed’e verilen şiir üstü bir yazım dili… Bunlar peygamberleri diğerlerinden ayıran en güzide lütuflardandı ve halkların zorda olsa iman etmelerini kolaylaştırmak için peygamberler bu Ledün İlmi ile şereflenmişlerdir.

Cehennemin tap tenine – ilk on - baktığımız zaman şüphesiz birinci sırayı Firavun alır. Hatta Kuran-ı Kerim’de kötü adamın tasviridir kendisi. Karşısında ise en hayırlı 5 insandan birisi olan Hz. Musa (Mos). Üstün körü bakıldığında herkesin Hz. Musa hakkında birçok bilgi sahibi olduğunu biliriz. Birisi “Asa” dan bahseder bir diğeri ise Kızıldeniz’i böldüğünü söyler. Bu hadiseler kitapta kısmen de olsa doğrudur. Her şeyden ziyadesi ise Hz. Musa bilge bir peygamberdi. Yani doğayı çok iyi tanıyan, doğa olaylarına hâkim olan, öğretici bir kişiliğe sahipti.

9 Haziran 2019 Pazar

Euripides - Yakarıcılar - Kitap İncelemesi - Senaryo - Oyun - Tiyatro


İnsan ne zaman kahrolur, çaresiz kaldığında mı? Yoksa sevdiklerini kaybettiklerinde mi? Ya kaybedilen evlat, koca gibi yakın akrabaların öl bedenleri hemen az ilerinizdeyse ve gömme merasimi yapmak için size verilmiyorsa, ne yaparsınız? Tabi ki de çevre şehirlerden yardım talep edersiniz. Hele ki adaletiyle nam salmış bir Atina kralı Theseus varsa.

Euripides öldükten sonra kıymeti anlaşılan, MÖ 484-406 yıllarında yaşayan Atinalı oyun yazarı. Usta yazarın 100’e yakın eseri olduğu bilinmektedir. Lakin günümüze ulaşan ise 19 eseri vardır.

“...en güzel ölüm, ölmek üzere olan
sevdiklerinle birlikte ölmektir,
eğer kader böyle buyurmuşsa.” (Alıntı)

Antik çağda ölü gömme merasimlerine çok dikkat edilirdi, hem ölünün ruhunun huzura ermesi, hem de aile onurunun zedelenmemesi bunun başlıca sebepleriydi bu merasimler. Hades’e varmak için yapılan bu işlemlerin tümüne tüm halk itaat eder, doğal bir yasa gibi kabullenirdi. Yas işareti olarak evin önüne çiçekler konulur, her zaman açık olan kapılar kapatılır ve ateşler söndürülürdü. Çiçeklerin anlamı ise ölünün hala evde olduğunu vurgulamak içindir. Günümüzde de devam eden siyah elbiseler o zamanda yas işaretlerinden bir tanesiydi. Su ve yağla yıkanan ölü bedeni ağzına verilen bir sikke ile en güzel kıyafetleri giydirilip yüksek bir yatağa yatırılırdı. İlyada eserinde Aşil’in annesi Thetis tarafından Styx Nehri’nde yıkanıp, kılıç kesmez bir bedene sahip olduğuna değinmiştik. Ölünün ağzına bir adet sikke konulmasının sebebi de ölü ruhların bu sikkeyi cehennem kayıkçısı Kharon’a verip, Styx Nehri’nden geçmesi sağlanmaktadır. Eğer ruh bu sandal ile Hades ülkesine gidemez ise ruhun arafta kalacağına inanılırdı.

Sophokles - Antigone - Kitap İncelemesi - Senaryo - Oyun - Tiyatro


Kızları en çok babalarını sever. Bu nedendir bilinmez ancak erkek anneye, kız çocuğu ise babaya kesintisiz bir sevgi beslemektedir. Antik Yunan’da aileye ve ölüye atfedilen tanrı yasaları su götürmez bir gerçektir. Gereğini ise ölümü dahi göze alabilecek, gözü kara Antigone yapacaktır. Doğanın mutlak yasaları bunu gerektirir ve göremediğimiz, tanığının olmadığı bir suçun cezalandırıcısı; vicdan, en güzel cezalandırıcıdır.

Sophokles MÖ 400-500 yılları arasında yaşamış, Yunan tragedyasının akla gelen ilk ismidir. Sayısız ödülle dolu bir yaşamı vardır. Konu işleniş ve kendine has tarzıyla Tiyatro tekniğinde sayısız yeniliklere öncülük etmiştir.

Oyunun yazım tarihi MÖ 441’e tekabül etmektedir ve üçlemenin diğer iki kitabından önce yazılmıştır. Komedya mutlu sonla toplumsal sorunları alayla dile getirirken, tragedya acı, ölüm, felaket ve yıkımı konu alır. Bunların en tepesine ulaşmış olanlar ise Aiskhylos, Euripides ve Sophokles’tir. Aynı dönemi paylaştıkları için savaşlarla iç içe bir yaşantıları olmuş ve bu sorunları çok güzel bir şekilde dillendirme olanağı bulmuşlardır.

Sophokles - Oidipus Kolonos'ta - Kitap İncelemesi - Senaryo - Oyun - Tiyatro


Mutluluk kimi zaman biriyle gelir hayata ya da bir başkasıyla hayatımızdan çıkar gider. Öyle adapte etmişiz ki kendimizi sanki biz kendimizle kalınca mutlu olamayacağız ve bir başkasından medet umar haldeyiz. Mutluluk aslında bizim içerimizdedir. Tebessümü, sevinci, heyecanı ve bir dünya güdüyü kendi başımıza ortaya çıkaramadığımız için hep bir başkasına ihtiyaç duymuşuz. Kendinize yetebiliyorsanız mutlusunuzdur, eğer ki mutluluğu hep bir başkasında arıyorsanız ise acizsinizdir.

Sophokles MÖ 400-500 yılları arasında yaşamış, Yunan tragedyasının akla gelen ilk ismidir. Sayısız ödülle dolu bir yaşamı vardır. Konu işleniş ve kendine has tarzıyla Tiyatro tekniğinde sayısız yeniliklere öncülük etmiştir.

“Kötülük yapanların acelesi var ve biz mağdurlar hala oyalanıyoruz.” (Alıntı)

Oyunun yazım tarihi MÖ 406’ya tekabül etmektedir ve Sophokles bu zamanda 90 yaşını devirmişti. Bir önceki kitabı Kral Oidipus ise bu eserden tam 25 yıl önce yazılmıştı. Bu Sophokles’in son eseridir, yazımdan çok kısa bir süre sonra ise yazar hayata gözlerini yummuş ve adaşı olan torunu eseri sahnelendirmiştir. Üçlemenin ikinci kitabıdır. Eser içeriğinin Sophokles’in başının dertte olduğu oğlu İophon ile yaşadığı sorunlarla iniltili olduğu birçok araştırmacı tarafından söylenmektedir. Lakin ne olursa olsun oyunun bir şaheser olduğu gerçeği su götürmezdir. Kolonos yazarın doğduğu yerdir.

8 Haziran 2019 Cumartesi

Sophokles - Kral Oidipus - Kitap İncelemesi - Senaryo - Oyun - Tiyatro


Kader bükülmez, ondan kaçış yoktur. Eğer ki yaşanılacak bir durum söz konusuysa, bu elbet yaşanacaktır, buna engel olunamaz. İstediğin kadar önlem al, istediğin yere kaç yazgında seninle beraber adımlar bütün yolları.

Sophokles MÖ 400-500 yılları arasında yaşamış, Yunan tragedyasının akla gelen ilk ismidir. Sayısız ödülle dolu bir yaşamı vardır. Konu işleniş ve kendine has tarzıyla Tiyatro tekniğinde sayısız yeniliklere öncülük etmiştir.

“...son gününü görmeden hiç kimseye mutluluğa ermiş demeyin!..” (Alıntı)

Antik Yunan oraklelerin, kâhinlerin ve tanrıların hükmünde yaşanılan bir bölgeydi. Hatta zamanı da katarsak eğer o dönemlerde gerek Yunan’da, gerek Mısır’da ya da Anadolu gibi bütün yerleşim birimlerinde kehanetler insanların nasıl yaşayacağını, nasıl öleceğini ve dahi sonuçlarıyla bütün uyruklara yön vermekteydi. Özellikle İzmir’de bulunan Apollon’a ait Delphoi Tapınağı bu kehanetlerin merkeziydi.

Oidipus Yunanca bir kelime olup şiş ayaklı anlamına gelmektedir. Kehanetin ana kahramanları Oidipus’un babası Laios’tur. Mitolojiye göre Thebai kralı Laios, Pelops’un oğlu Khrysippos’a karşı ilgi duyar. Onu kaçırır ve tecavüz eder. Bu yakışıksız ilişkiye çok kızan Pelops Laios’u lanetler. Kehanet ise Oidipus’un doğacak oğlu babasını öldürecek ve Laios’un karısı İokaste yani annesi ile evlenecekti.

1 Haziran 2019 Cumartesi

Herodotos - Tarih - Kitap İncelemesi - Tarih - Antik Çağ - Yunan - Pers - Savaşları Felsefe - Düşünce


“Tarihin Babası…” Bu sıfatı almasının yegâne sebebi ondan önce bu derinlikte bir eserin yayımlanmamış, kaleme alınmamış olmasıdır.  Kendinden önce bir iki kitap kaleme alınmış ve bunları referans gösterse de bu kitaplar günümüze ulaşamamıştır. Herodotos MÖ 484-420 yılları arasında yaşamış, tarihçi, doğa bilimci ve bütüncül entelektüeldir. Halikarnassoslu bir ailenin ferdidir ve okuma, yazma gibi şeyleri bilmesi burjuvazi sınıfına mensup olduğunu göstermektedir. Siyasi kimliği de bulunan ailenin bir dönem sürgün edildiği de bilinmektedir. Ayrıca yazarın en yakınlarından birisinin şair olması da Herodotos hakkında söylenilmesi gerekenlerdendir. Unutmayınız ki “geçmiş” ile “tarih” aynı şeyler değildir.

“Bir kadın üstünü çıkardı mı, utancından da soyunmuş olur. İnsanoğlunun namus kurallarını bulmasından bu yana çok zaman geçmiştir, bunlardan öğrenilmesi gereken bir tanesi de şu: Yalnız senin olana bak.” (Alıntı)

Yazdığı kitabın içeriğinde her konu da bilgisinin olması; kendisini sürekli geliştiren bir antik çağ adamını karşımıza çıkarmaktadır. Dönem olarak bakıldığında ise medeni batı ile barbar doğunun tam ortasına düşmüş ve kendi kimliğini arayan bir bireydir. Elle tutulur bir tarihin olmamasından dolayı ise kitabın bir kısmı duyumlar, efsaneler ve hikâyelerden oluşmaktadır. Ancak kitabın asıl kısmında ise Herodotos kendi tarihini yazmıştır. Bu şu demektir ki kendi dönemini kaleme almıştır.