12 Ekim 2019 Cumartesi

Plutarkhos - İki Yüzlü Hayatlar ve Hileler - Kitap İncelemesi - Felsefe - Düşünce - Biyografi


“Benim ben değiştiğimde değişen ve ben başımı salladığımda başını sallayan bir arkadaşa ihtiyacım yok; gölgem bu konuda çok daha iyi.” Plutarkhos

Yazarımız Plutarkhos MS I yüzyılda yaşamış Yunan tarihçi, biyografi ve deneme yazarıdır. Kendisini günümüze devreden “Paralel Hayatlar” yazı serisiyle tanırız. Asıl olanı ise kendisinin ciltler dolusu bir yazım hayatı olduğudur. Kaynağın ilk elden sahibidir.

Plutark’ın tarihte önemli olması sayısız eserler vermesinden ziyade kitaplarında 151 tane yazarın ve Aristoteles’in günümüze ulaşamayan 70, Theophrastos'tan ise 50 alıntısı bulunmaktadır. Bunlar bile yazarın ne kadar değerli olduğunun birer kanıtı olmaktadır.

“Yüksek konumlar insanın davranışlarını değiştirir, bunlara erişen kimse ölçüsüz ve kendini beğenmiş olur, insanlığını unutur.” (Alıntı)

Plutarkhos okumanın başka bir durumu ise Montaigne ile Shakespeare’den Schiller ile Gothe’ye kadar herkese kaynak kitap olmasından ileri gelmektedir. Cicero gibi o da bir Platon hayranı ve ardılıdır. Her ne kadar yaşamı kynik öğretilerine yakın olsa da düşünce yapısı birebir Platon öğretileriyle uyuşmaktadır ve Yeni Platoncu’dur. Bir kaynağa göre 227 eser yazdığı söylenmektedir. Ancak günümüze erişen çok azı biz okurlara sunulmuştur.


Paralel hayatların en önemli kısmı ise birer tarih yazımları olmasından ziyade konu edilen kişiliklerin psikolojik ve sosyolojik tutumlarını hem felsefi hem de olaylara verdikleri tepkilerle okurlarına sunması kişilerin daha iyi analiz edilmesine olanak sunmaktadır. Bu söylediklerimizden şunu çıkarmamız çok muhtemeldir. Shakespeare Coriolanus'un Tragedyası, Antonius ve Kleopatra, Julius Caesar gibi büyük trajedilerini uyarlarken kaynağı Plutarkhos eserlerinden aldığı bilinmektedir.

“Görmeyenler için körlük nasıl kötü bir şeyse, eğitimsizler için de bilgisizlik o kadar kötüdür...” (Alıntı)

Eserimizde iki kişilikten bahsedilmektedir; bunlardan ilki aslen Spartalı olan Yunan asker ve siyasi önderi Lysandros, diğeri ise Roma diktatörü asker siyasetçi Lucius Cornelius Sulla’dır. Her iki karakterde kendi güçleri ve akıllarıyla bu yerlere gelmişlerdir. Tiran Lysandros zor kullanmadan Atina yöneticilerinin önerileri ve destekleriyle tırmanmıştır. Diktatör Sulla ise bu yükselişte zor kullanmış, hilelere başvurmuş ve kendini en tepelere kadar çıkarmıştır.

Devlet düzenlerini değiştirirken birisi asla tatlı dilinden vazgeçmemiş ve tatlılıkla bu reformları gerçekleştirirken diğer zulme, zorlamalara ve tehditlerle bunları yoluna koymuştur. Lysandros azla yetinmesini bilen, devleti için gözünü budaktan sakınmayacak bir kişilik sahibiyken, Sulla onun tam tersi zengin olma hırsı, azla asla yetinemeyen, aşırı derecede içki sofralarında kalan, komedya ustaları ve ozanlarla düşüp kalkan bir kişiliğe sahipti.

“Devleti yönetecek adamın kim olduğuna bakmayıp kimin oğlu olduğuna bakan devlet adamı hiçbir başarı elde edemez.” (Alıntı)

Dahasını merak ederse okurlar esere bakıp, daha derinlemesine bilgi sahibi olabilirler.

Kitabım Arya Yayıncılık’tan, normal kitap ebadı olmaması kötü bir durum. Buna karşılık çevirisi yerinde ve okurun anlayamayacağı türde değildir. Lakin çok daha iyi bir çevirmen elini hak ettiğine inanıyorum. Kitap kısa bir yazar hayatı, eserleri ve önemi hakkında kısa bir bilgilendirmeyle başlıyor. Hemen akabinde Lysandros’un hayatını konu edip, Sulla’nın öz yaşam öyküsünü de kaleme aldıktan sonra her iki kişiliği de karşılaştırıp kitabı sonlandırıyor.

Sözün özü; kitap meraklısına dönem hakkında çok bilgi sunabilecek akademik bir çalışma ürünü gibidir. Kesinlikle okunulası ve tavsiye edilesidir. Sparta, Yunan ve Roma hakkında dönemsel bilgiler ve kişiliklerin yaşam şekilleriyle ilgiliyseniz bu kitap tam size göredir. Aksi halde bir kurgu beklentisi içerisindeyseniz bu kitap sizin istediğinizi size veremez. Başkaca Plutarkhos kitaplarına yönelmenizi tavsiye ederim.

Keyifli okumalar.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder