10 Nisan 2020 Cuma

Diyaloglar - 1 -

Yine kanayan bir güneş her zaman olduğu gibi ufuk çizgisini kızıllığıyla boşamış, kulakları sağır eden sessizliğin içerisinde evrende sürüklenerek görüş alanımızdan çıkmak üzereyken zamanı durdurmuştu. Güneş ile aramızda ki bakışların mesafesi 8 dakika olduğunu öğrendiğim de daha 6 yaşındaydım. Yani güneş patlasa biz bunu dünyadan ancak 8 dakika sonra fark edebileceğiz. İlginç ama güzel bir bilgi. Güneşe doğru yürüyor olmam bu süreyi azaltabilir miydi? Kim bilir belki de bu azalış salisenin milyarda biri kadardır. Düşünmenin zamanı tam anlamıyla etkisiz kılmadığını biliyorum, ama zamanı yavaşlattığı gerçek bir durum. Aynı şekilde zamanı yavaşlatmanın bir diğer formülü ise hızdır, madde ne kadar hızlıysa zaman o kadar ağır ilerler. Bu düşüncelerimle yolumda ilerlerken, salt düşünmenin ve bu düşünceye varma hazzının yürümeyle ortaya çıkması ne garip. Yürümek koşmanın yavaşlatılmış bir yorumu olsa da içe dalışın, kendinle konuşmanın ve bu duruma varmanın yoludur. Birçok kez yürüme dışında yapılan bütün eylemlerin bir kaçış olduğunu vurgulamış, bunu yaptığımız pratik eylemleri ile en doğru olduğuna karar vermiştik.


HOCOCRACTES
Küçük dostum Talebeton yine bizimle değilsin. Son zamanlarda birçok kez kısa süreli olsa da bizden kopuşlarının sebebini, bizlerle paylaşmayı düşünürsen, seni dinlemekten keyif alacağımızı bilmeni isteriz.

TALEBETON
Yüce Hococrates bu durum için sizlerden çok özür dilerim. Ancak kafamda taşıdığım sizin akıl diye isimlendirdiğiniz şeye bazen hükmedemiyor ve kendimi düşüncelere dalmaktan alıkoyamıyorum.

HOCOCRATES
İnsan anatomisi öyle bir şeydir Talebeton. İnsan unutkan ve üşengeç bir varlıktır, çok olası bir şekilde gece uyurken kalbini çalıştırmayı unutabilir/durdurabilir ve beyin ölümü ile beraber bedeninin soğuktan ölmesine imkân verebilir. Ayrıca nefes alıp vermeyi bırakabilir, akciğerin şişip patlaması ile yaşamsal faaliyetini sonlandırabilir. Bu tür durumlarla karşılaşmamak için Tanrı her şeyi bizim bilincimize bırakmamıştır. Beynimizde bu saydığımız organlarımız gibidir. Sen hiç düşünmesen bile o kendini oto pilota alınmış bir araç gibi bütün her şeyleri yönetir. Unutma Talebeton beyin vücut enerjimizin yüzde yirmisini tüketir.

TALEBETON
Anlıyorum Hococrates. Bana küçüklüğümden beri anlattığınız her şeyi bu küçük düşüncelerimde karşıma alıp sorguluyorum. İnsanın ne olduğu ya da ne olmadığı konusunu çok merak ediyor ve kendimce bunu en doğru bildiğim şekilde yorumlamak istiyorum. Bu konuda düşüncelerinizi merak ediyorum açıkçası.

HOCOCRATES
Bunu tek düşünen ve bu konuda bir şeyler söylemek isteyen tek sen değilsin Talebeton. İnsan ve hayvan arasında birçok ortak özelliğin bulunması, insanı hayvan sınıfına sokmaya meraklı olan filozofların tek bir düşüncede toplanmasına sebebiyet verse de her birinin akıl, us, töz ya da idea diye ortaya attıkları savların insanı hayvandan ayıran gerçek ön doğru olduğu hepimizin bildiği bir şeydir. Bu hususta insan hayvan değildir diyemeyiz.

TALEBETON
Pek kabul edici olmasa da sözlerinizde bir haklılık buluyorum. Canlılardan ziyade cansız varlıklara ya da madde ile insan benzerliğinin olmayışı üzerinde durmak bu ayrımı daha da kolaylaştırabilir.

HOCOCRATES
Bu konuda çokça yanılıyorsun küçük dostum. Varlığın ilk varlığı maddedir. Madde oluşumu beraberinde zamanı da ortaya çıkarmıştır. Madde yoksa zamanda yoktur. Bu giderek genişleyerek bulunduğumuz evreni yaratmış ve giderek genişlemeye devam etmektedir. Biz bu dünyadan başka bir dünya bilmeyiz. Canlı var mıdır ya da başka formlarda mıdır? Bu da tam bir bilinmezliktir. Bizim insan formunda yaratılmış olmamız elbette bulunduğumuz gezegenin durumuyla alakalıdır. Gezegende bulunan maddeler canlı dediğimiz insanı ve başka türdeki canlıları bu şekilde meydana getirmiştir. Oluşum oksijensiz yaşam için bir varlık ortaya atacaksa bile atmadığını nasıl söyleyebiliriz. Gökyüzünde asılı duran sayısız cismin bir lüzumsuzluktan meydana geldiğini asla söyleyemeyiz. Belki milyar yıllar sonra tıpkı dünyamızda olabilecek durumlar orada da meydana gelecektir. Yeter ki gerekli zamanı ve maddeleri bir araya getirip karıştırsın. Unutmamalı hacim ve kütle sahibidir insan. Bu hususta söylenecek en güzel şey evet bir bakıma insan maddedir.

TALEBETON
Doğrusu bu söylediklerini ilginç buldum. Geçenlerde “oksijen belki de insanı 60 sene yaşatan zehirli bir gaz” olduğunu söylediğinde de oksijen hakkında düşüncelerim değişmişti. Senin deyiminle varlığın oluşması tamamen çevresindeki etkenlerle bağlantılı olarak ileri geldiğini söylüyorsun. Bu da demek oluyor ki anatomimiz tamamen bu dünyaya uygun bir şekilde oluştu ve ona göre şekillendi. Başka dünyalar var ise de oranın mevcut durumuna uygun canlılar neden olmasın diyorsun. Doğrusu bu benim için farklı ve mantıklı bir açıklama. İnsanın ne olduğuna ait bir kaç fikir bulduk ama ne olmadığına dair hala fikrimiz yok.

HOCOCRATES
Bugünlük geç oldu Talebeton yarın yine devam ederiz.

——————————————————

Gökte dizilmiş yıldızların refakat ettiği bir gecede gözlerimi olabildiğince açmış, etrafta sesleri içimize dökülen ağustos böcekleriyle zifiri karanlığın dansı için yerlerimizi almıştık. Ay bir porselen tabak gibi yerini aldığında dekorumuz tam olacak ve oyunumuz kaldığı yerden devam edecek. Gerçeğimizde üstlendiğimiz rollerden ancak böyle sahneler sayesinde kurtulabiliyor, buna ise sanat diyoruz. Olmamız gerektiği gibi olamadığımız için sahnede sergilenen gerçek bizi ayakta alkışlıyor, ancak kendi yaşantımıza adapte etmekten şiddetle kaçınıyoruz.


HOCOCRATES
Bugün erkencisin Talebeton, dünkü konuşmamızda yarım kaldı. Eminim geceyi bu düşünceleri sorgulayarak geçirmişsindir.

TALEBETON
Yüce Hococrates bütün gece bu düşüncelerle uğraştım. Ancak gözle görülür bir yol katedemedim, hala bıraktığınız yerdeyim. Sadece insanların giydiğinin sadece kıyafet olmadığının farkına vardım.

HOCOCRATES
Peki öyleyse küçük dostum bu konunun dahada üzerine gidelim ve insanın ne olmadığını bulamaya çalışalım. Ellerinde ondan başka bir şey olmayan insanlar ona tutunur, bu sadece bir maskedir. İnsanın elbisesi olmaz ise sadece çıplak adlederiz onu ama diğer giydiklerini çıkardıkları zaman hiçlikleri de onlarla beraber ortaya çıkar. Kimisi dine bürünür, kimisi makama, kimisi paraya ve dahası mala mülke. Varlığı çok olanın kaybedecek şeyi de çok olur, kaybedecek şeyi çok olanda ölmekten korkar Talebeton. Saygınlık diye öne sürdüğümüz bu roller insana sıfatlar verir ve diğer kişilerden ayrıştırır.

TALEBETON
Anlıyorum sanırım. Ayrışımlar görüldüğü zaman ise sosyalizasyon başlar ve bireylere gerekli değerler öğretilir. Sosyal sınıflar oluşmaya başlar, kişiler arasındaki eğitim, ahlak, hayat ferahlığı gibi konularda farklılaşmalar olur. Yeni meslek grupları ortaya çıkar.

HOCOCRATES
Çok doğru Talebeton. Ancak çok hızlı ilerledin ve insanı kavramaya çalışırken kendimizi toplum içerisinde bulduk. İleride bu konulara da geleceğiz ancak bu kadar ileri açılmanın vakti şu an değil. Toplarsak eğer konuyu insan ne değildir diye yegane cevabımız insan aslında kendisi yani kendi öz benliği değildir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder