Yine kanayan bir güneş her zaman olduğu gibi ufuk çizgisini kızıllığıyla
boşamış, kulakları sağır eden sessizliğin içerisinde evrende
sürüklenerek görüş alanımızdan çıkmak üzereyken zamanı durdurmuştu.
Güneş ile aramızda ki bakışların mesafesi 8 dakika olduğunu öğrendiğim
de daha 6 yaşındaydım. Yani güneş patlasa biz bunu dünyadan ancak 8
dakika sonra fark edebileceğiz. İlginç ama güzel bir bilgi. Güneşe doğru
yürüyor olmam bu süreyi azaltabilir miydi? Kim bilir belki de bu azalış
salisenin milyarda biri kadardır. Düşünmenin zamanı tam anlamıyla
etkisiz kılmadığını biliyorum, ama zamanı yavaşlattığı gerçek bir durum.
Aynı şekilde zamanı yavaşlatmanın bir diğer formülü ise hızdır, madde
ne kadar hızlıysa zaman o kadar ağır ilerler. Bu düşüncelerimle yolumda
ilerlerken, salt düşünmenin ve bu düşünceye varma hazzının yürümeyle
ortaya çıkması ne garip. Yürümek koşmanın yavaşlatılmış bir yorumu olsa
da içe dalışın, kendinle konuşmanın ve bu duruma varmanın yoludur.
Birçok kez yürüme dışında yapılan bütün eylemlerin bir kaçış olduğunu
vurgulamış, bunu yaptığımız pratik eylemleri ile en doğru olduğuna karar
vermiştik.
HOCOCRACTES
Küçük dostum Talebeton yine bizimle
değilsin. Son zamanlarda birçok kez kısa süreli olsa da bizden
kopuşlarının sebebini, bizlerle paylaşmayı düşünürsen, seni dinlemekten
keyif alacağımızı bilmeni isteriz.
TALEBETON
Yüce Hococrates
bu durum için sizlerden çok özür dilerim. Ancak kafamda taşıdığım sizin
akıl diye isimlendirdiğiniz şeye bazen hükmedemiyor ve kendimi
düşüncelere dalmaktan alıkoyamıyorum.
HOCOCRATES
İnsan
anatomisi öyle bir şeydir Talebeton. İnsan unutkan ve üşengeç bir
varlıktır, çok olası bir şekilde gece uyurken kalbini çalıştırmayı
unutabilir/durdurabilir ve beyin ölümü ile beraber bedeninin soğuktan
ölmesine imkân verebilir. Ayrıca nefes alıp vermeyi bırakabilir,
akciğerin şişip patlaması ile yaşamsal faaliyetini sonlandırabilir. Bu
tür durumlarla karşılaşmamak için Tanrı her şeyi bizim bilincimize
bırakmamıştır. Beynimizde bu saydığımız organlarımız gibidir. Sen hiç
düşünmesen bile o kendini oto pilota alınmış bir araç gibi bütün her
şeyleri yönetir. Unutma Talebeton beyin vücut enerjimizin yüzde
yirmisini tüketir.
TALEBETON
Anlıyorum Hococrates. Bana
küçüklüğümden beri anlattığınız her şeyi bu küçük düşüncelerimde karşıma
alıp sorguluyorum. İnsanın ne olduğu ya da ne olmadığı konusunu çok
merak ediyor ve kendimce bunu en doğru bildiğim şekilde yorumlamak
istiyorum. Bu konuda düşüncelerinizi merak ediyorum açıkçası.
HOCOCRATES
Bunu
tek düşünen ve bu konuda bir şeyler söylemek isteyen tek sen değilsin
Talebeton. İnsan ve hayvan arasında birçok ortak özelliğin bulunması,
insanı hayvan sınıfına sokmaya meraklı olan filozofların tek bir
düşüncede toplanmasına sebebiyet verse de her birinin akıl, us, töz ya
da idea diye ortaya attıkları savların insanı hayvandan ayıran gerçek ön
doğru olduğu hepimizin bildiği bir şeydir. Bu hususta insan hayvan
değildir diyemeyiz.
TALEBETON
Pek kabul edici olmasa da
sözlerinizde bir haklılık buluyorum. Canlılardan ziyade cansız
varlıklara ya da madde ile insan benzerliğinin olmayışı üzerinde durmak
bu ayrımı daha da kolaylaştırabilir.
HOCOCRATES
Bu konuda
çokça yanılıyorsun küçük dostum. Varlığın ilk varlığı maddedir. Madde
oluşumu beraberinde zamanı da ortaya çıkarmıştır. Madde yoksa zamanda
yoktur. Bu giderek genişleyerek bulunduğumuz evreni yaratmış ve giderek
genişlemeye devam etmektedir. Biz bu dünyadan başka bir dünya bilmeyiz.
Canlı var mıdır ya da başka formlarda mıdır? Bu da tam bir
bilinmezliktir. Bizim insan formunda yaratılmış olmamız elbette
bulunduğumuz gezegenin durumuyla alakalıdır. Gezegende bulunan maddeler
canlı dediğimiz insanı ve başka türdeki canlıları bu şekilde meydana
getirmiştir. Oluşum oksijensiz yaşam için bir varlık ortaya atacaksa
bile atmadığını nasıl söyleyebiliriz. Gökyüzünde asılı duran sayısız
cismin bir lüzumsuzluktan meydana geldiğini asla söyleyemeyiz. Belki
milyar yıllar sonra tıpkı dünyamızda olabilecek durumlar orada da
meydana gelecektir. Yeter ki gerekli zamanı ve maddeleri bir araya
getirip karıştırsın. Unutmamalı hacim ve kütle sahibidir insan. Bu
hususta söylenecek en güzel şey evet bir bakıma insan maddedir.
TALEBETON
Doğrusu
bu söylediklerini ilginç buldum. Geçenlerde “oksijen belki de insanı 60
sene yaşatan zehirli bir gaz” olduğunu söylediğinde de oksijen hakkında
düşüncelerim değişmişti. Senin deyiminle varlığın oluşması tamamen
çevresindeki etkenlerle bağlantılı olarak ileri geldiğini söylüyorsun.
Bu da demek oluyor ki anatomimiz tamamen bu dünyaya uygun bir şekilde
oluştu ve ona göre şekillendi. Başka dünyalar var ise de oranın mevcut
durumuna uygun canlılar neden olmasın diyorsun. Doğrusu bu benim için
farklı ve mantıklı bir açıklama. İnsanın ne olduğuna ait bir kaç fikir
bulduk ama ne olmadığına dair hala fikrimiz yok.
HOCOCRATES
Bugünlük geç oldu Talebeton yarın yine devam ederiz.
——————————————————
Gökte
dizilmiş yıldızların refakat ettiği bir gecede gözlerimi olabildiğince
açmış, etrafta sesleri içimize dökülen ağustos böcekleriyle zifiri
karanlığın dansı için yerlerimizi almıştık. Ay bir porselen tabak gibi
yerini aldığında dekorumuz tam olacak ve oyunumuz kaldığı yerden devam
edecek. Gerçeğimizde üstlendiğimiz rollerden ancak böyle sahneler
sayesinde kurtulabiliyor, buna ise sanat diyoruz. Olmamız gerektiği gibi
olamadığımız için sahnede sergilenen gerçek bizi ayakta alkışlıyor,
ancak kendi yaşantımıza adapte etmekten şiddetle kaçınıyoruz.
HOCOCRATES
Bugün erkencisin Talebeton, dünkü konuşmamızda yarım kaldı. Eminim geceyi bu düşünceleri sorgulayarak geçirmişsindir.
TALEBETON
Yüce
Hococrates bütün gece bu düşüncelerle uğraştım. Ancak gözle görülür bir
yol katedemedim, hala bıraktığınız yerdeyim. Sadece insanların
giydiğinin sadece kıyafet olmadığının farkına vardım.
HOCOCRATES
Peki
öyleyse küçük dostum bu konunun dahada üzerine gidelim ve insanın ne
olmadığını bulamaya çalışalım. Ellerinde ondan başka bir şey olmayan
insanlar ona tutunur, bu sadece bir maskedir. İnsanın elbisesi olmaz ise
sadece çıplak adlederiz onu ama diğer giydiklerini çıkardıkları zaman
hiçlikleri de onlarla beraber ortaya çıkar. Kimisi dine bürünür, kimisi
makama, kimisi paraya ve dahası mala mülke. Varlığı çok olanın
kaybedecek şeyi de çok olur, kaybedecek şeyi çok olanda ölmekten korkar
Talebeton. Saygınlık diye öne sürdüğümüz bu roller insana sıfatlar verir
ve diğer kişilerden ayrıştırır.
TALEBETON
Anlıyorum sanırım.
Ayrışımlar görüldüğü zaman ise sosyalizasyon başlar ve bireylere gerekli
değerler öğretilir. Sosyal sınıflar oluşmaya başlar, kişiler arasındaki
eğitim, ahlak, hayat ferahlığı gibi konularda farklılaşmalar olur. Yeni
meslek grupları ortaya çıkar.
HOCOCRATES
Çok doğru
Talebeton. Ancak çok hızlı ilerledin ve insanı kavramaya çalışırken
kendimizi toplum içerisinde bulduk. İleride bu konulara da geleceğiz
ancak bu kadar ileri açılmanın vakti şu an değil. Toplarsak eğer konuyu
insan ne değildir diye yegane cevabımız insan aslında kendisi yani kendi
öz benliği değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder